Madonna Louise Ciccone
1 sayfadaki 1 sayfası
Madonna Louise Ciccone
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Mesleği: Ses Sanatçısı, Pop Şarkıcısı, Sinema Oyuncusu
Doğum Yeri: Bay City, Michigan, Amerika
Doğum Tarihi: 16.Ağustos.1958
İtalyan asıllı Amerikalı şarkıcı, söz yazarı, aktris, dansçı, prodüktör ve stil
ikonu. Gerçek adı Madonna Louise Ciccone’dir. Dünya çapında 120
milyondan fazla satan albümleriyle Guiness Rekorlar Kitabı’na tüm
zamanların en başarılı ve albümleri en fazla satan kadın müzisyeni
olarak geçmiştir. Skandalları, aşkları ve başarılarıyla dünya gündemini
80’lerden bu yana meşgul etmektedir. Popun kraliçesi olarak tanımlanan
sanatçı ilginç bir tesadüf sonucu Elvis Presley’in yaşamını kaybettiği
gün dünyaya gelmiştir. Birden çok kuşağın aynı anda sevdiği pek az
sanatçıdan biridir. IQ’sunun 140 olduğu açıklanmıştır.
16 Ağustos 1958’de Bay City, Michigan’da dünyaya geldi. Kökenleri
İtalya’nın Pacentro kenti olan İtalyan asıllı Amerikalı babası Silvio
"Tony" Ciccone ve Fransız asıllı Kanadalı annesi Madonna Louise
Fortin’in 6 çocuğundan üçüncüsüydü. Katolik olan ailesiyle birlikte
Pontiac ve Avon Township’in Detroit banliyölerinde yaşıyordu. 1 Aralık
1963’te annesini göğüs kanserinden kaybetti. Madonna hayatının en
trajik olayını henüz beş yaşındayken yaşadığı için oldukça zor bir
süreç onu bekliyordu. Babası bir süre sonra kahyalık yapan Joan
Gustafson’la evlendi. Çiftin 2 çocuğunun dünyaya gelmesiyle Ciccone
ailesi daha da büyüdü.
Çocukluğunda baleye büyük ilgi duyan
Madonna, babasından kurslara gitmek için izin aldığında, aslında
dolaylı olarak show dünyasına ilk adımını atmış oldu. Bale öğretmeni
Christopher Flynn’in, gay diskolarına gittiğini açıklaması yüzünden
oldukça üzülen Madonna, Rochester Adams High School’a kaydoldu. A’dan
aşağı notu olmayan ve okulun en başarılı öğrencilerinden biri olan
Madonna, aynı zamanda amigo ekibindeydi. Dans bursu almaya hak
kazandığı University of Michigan’da Damian Zikakis’le tanıştı ve aşık
oldu.
Okulunu 1978’te bırakmaya karar vermesindeki tek nedeni
New York’a gidip dans kariyeri yapmaktı. New York deneyimi için daha
sonraları kendisiyle yapılan röportajda şunları söyleyecekti: “New
York’a geldiğimde uçağa ilk kez biniyordum, taksilere de. Her şeyin
ilkini bu şehirde yaşadım. Cebimde sadece 35 dolar vardı ve New York’a
gelmek hayatımda yaptığım en cesurca şeydi.”
Amerika’nın en
büyük şehirlerinden birinde yalnız ve parasız olan Madonna, uzun bir
süre düşük ücretli işlerde çalışarak ayakta kalmaya çalıştı. O dönemde
yaptığı işlerden biri de çıplak pozlar verdiği modellikti. Ülkenin en
iyi dansçı ve koreograflarından Martha Graham ve Pearl Lang’le çalışma
fırsatı bulduktan sonra aralarında Alvin Ailey, Walter Nicks’in
ekipleri de olan dans şirketlerinde performans gösterdi.
1979’da Fransız dansçı Patrick Hernandez’in ekibinde dünya turnesine çıkan
Madonna müzisyen Dan Gilroy’la tanıştı. Gilroy, Madonna’nın daha
sonraları ilk şarkıcılık tecrübesini yapacağı rock grubu Breakfast
Club’le yolunun kesişmesine neden oldu. Grubun vokali olan Madonna aynı
zamanda bateri de çalıyordu.
1980’de erkek arkadaşı Stephen Bray’in de yer aldığı
ikinci grubu Emmy’de söylemeye başladı.Bray’le dans şarkıları yazıp bestelediler
ve ikili performanslarıyla New York diskolarında boy gösterdi.
Müzik dünyasındaki bu ilk önemli deneyimler
DJ ve prodüktör Mark Kamins’in de ilgisini çekti. Madonna’nin bir
demosunu dinleyen Kamins, duyduğu sesten çok etkilenince, demoyu
Seymour Stein’in kuruculuğunu yaptı Sire Records’a ulaştırdı.
Madonna, 1982 yılında, yaptığı her single için 5 bin dolar almak üzere, resmi
olarak Sire Records’la anlaştı. Yayınlanan ilk single’ı “Everybody”
Billboard Hot Dance/Club Chart’ta üst sıralara yerleşirken, Billboard
Hot 100 için beklenen sonucu getirmedi. Amerika’nın en çok dinlenen
R&B radyolarında plağı dönmeye başlayan Madonna o dönem zenci
zannediliyordu. Sesinin R&B’ye yakın olması ve ekranlarda hiç
görünmediği için dinleyicide oluşan bu ilk olumlu izlenimin etkileri de
uzun sürdü.
1983’te yayınlanan "Burning Up" ve "Physical
Attraction”dan oluşan ikinci single çalışması, şarkıcının dans
listelerinde büyük başarı kazanmasını sağladı ve Sire Records’ı bir
albüm yapmak için harekete geçirdi.
İlk albüm kendi adını
taşıyordu: Madonna. Başlangıçta prodüksiyonu için Reggie Lucas’la
anlaşılan, fakat Madonna’nın Lucas’la yaşadığı sorunlar yüzünden
aranjörlüğünü erkek arkadaşı John "Jellybean" Benitez’e yaptırdığı
albüm, Amerika’da büyük ses getirecekti. En iyi albümler listesinde 8
numaraya kadar çıkan, "Holiday," "Borderline," ve "Lucky Star"
single’ları yılın en sevilen çalışmaları arasında yer alan albüm, tüm
dünyada 3 milyondan fazla sattı.
80’lerin bu ilk yarısında gelen
büyük başarı, Madonna’nın bir stil ikonu olarak da genç kızların büyük
ilgisini çekmesine neden oldu. Kendi tarzındaki giysileri ve
aksesuarları o dönem oldukça popülerdi. Boncuklu kolyeler, siyah kol
bantları, haç figürlü mücevherler New York’ta açılan “Madonna Clothing
Store”’da yok satıyordu.
1984’te “Madonna” albümünü takip eden
ikinci albüm çalışması “Like A Virgin”, uluslararası bir başarının
kapılarını açtı. Albümle aynı adı taşıyan ilk single “Like A Virgin”,
Billboard Hot 100 Singles listesinde 6 hafta süreyle bir numarada
kaldı. O tarihte, ülkenin başarılı şarkıcılarının Afrika’daki açlara
yardım amacıyla bir araya gelerek seslendirdikleri “We Are The World” ,
Billboard listelerinin bir numarasıydı ve ikinci sırada Madonna’nın bir
diğer 45’liği "Material Girl" yer alıyordu. USA For Africa's’ta We Are
The World’ü de söyleyen Madonna için bu çifte başarı anlamına
geliyordu. Albümün çıkış tarihinin hemen ardından gelen 20 milyonluk
satışı, sonraları tüm dünyada 17 milyon kopyanın daha satmasıyla 37
milyon olacaktı.
Marilyn Monroe'nun “Diamonds are Girls Best
Friend”'deki performansına adanan Material Girl’ün listelerdeki büyük
başarısından sonra Beastie Boys’la dünya turnesine çıkan şarkıcının,
albümden çıkan üçüncü 45’liği “Crazy For You” bir numaraya yerleşen
ikinci single’ı oldu.
1985’te “A Certain Sacrifice” ve “Vision
Quest” filmlerinde aldığı rollerle beyazperdede de görünmeye başlayan
Madonna, aynı yıl başrollerini Rosanna Arquette ve Aidan Queen’le
paylaşacağı ilk önemli filmi Desperately Seeking Susan’da rol aldı.
70’lerin
sonunda verdiği siyah beyaz çıplak pozlarının Penthouse ve Playboy
dergilerince yayınlanmasından sonra, hakkındaki sonu gelmeyen
tartışmalar başladı.
Aynı yıl ilk görüşte aşık olduğu aktör Sean Penn’le yaşgünü olan 16 Ağustos’ta evlendi.
Arkalarında
bir medya ordusuyla gezen Penn çifti Amerika’nın gözdesiydi. İkilinin
1986’da birlikte rol aldıkları “Shangai Suprise" filmi, box-office’te
beklenen başarıyı getirmedi.
1986 yılı Madonna’nın müzikal
kariyerini çok daha iyi bir noktaya taşıyacak prodüktör Patrick Leonard
‘la tanıştığı yıldı. Birlikte hazırladıkları üçüncü debut albümü “True
Blue”, diğer albümlerine göre daha olgun bir içeriğe ve müzikaliteye
sahipti ve dünya çapında 21 milyondan fazla sattı. Daha sonraları
yayınlayacağı “The Immaculate Collection”'dan sonra en fazla satan
Madonna albümü “True Blue” olacaktı. Albümden sırasıyla Live To Tell,
Papa Don't Preach, Open Your Heart, True Blue ve La isla Bonita gibi
hitler çıktı ve ilk 3 45’lik Amerika listelerinde bir numara oldu.
1987’de
vizyondaki bir diğer başarısızlığı getiren “Who's That Girl” filminde
rol aldı. Filmin soundtrackinde aynı isimle yer alan single, listelerde
bir numaraya yerleşti ve albümde yer alan diğer 4 Madonna şarkısı da
hatrı sayılır bir ilgiyle karşılandı. Bu yüzden dünya çapında
gerçekleştirdiği ilk turnesi “Who's that girl Tour” adıyla Japonya'da
başladı. Milyonlarca kişiye seslenen Madonna turneden kazandıklarının
bir bölümünü Aids’le mücadele eden AMFAR’a bağışladı. Whos That Girl
Tour’dan sonra Japonya’da Madonna pulları postaya verildi.
1988’de,
Broadway'de sahnelenen 'Speed The Plow' adlı tiyatro oyununda oynayan
Madonna’nın oyunculuğu eleştirmenlerce vasat bulundu.
Yılın
sonlarına doğru, Sean Pean ile Madonna'nın evliliklerinin çatırdamak
üzere olduğu haberleri yayınlanmaya başladı. İlişkilerinde sorun
yaşayan Penn çifti, bir evlilik danışmanından yardım almalarına rağmen
evliliklerini 1989’da noktaladılar. Bu dönemde Madonna ile John Kennedy
Jr. arasında duygusal bir ilişki yaşandığı da kulaktan kulağa yayılmaya
başlamıştı.
Aynı yıl Madonna diskografisinde oldukça önemli
olacak yeni albümü “Like A Prayer”ı yayınladı. Albümle aynı adı taşıyan
ilk single’ın videosu ekranlara gelmeye başladığında, etkisi tüm düm
dünyada ama özellikle koyu Katolikler arasında büyük olacak yeni bir
tartışma başlamış oldu. Like A Prayer’ın videosunda, Madonna yanan
haçların önünde dansediyor ve zenci bir İsa ile öpüşüyordu. Katolik
Kilisesi’nin ayaklanması sonucu Madonna aforoz edildi ve Papa II.
Jean-Paul onu kınayan bir mektup yazdı. Şarkının yarattığı skandal bir
yana, albüm dinleyiciler tarafından çok sevildi ve eleştirmenlerden de
tam puan aldı.
Madonna'nın popülaritesi Pepsi'yi de
heyecanlandırdı ve firma yeni reklam filmi için şarkıcıyla 5.000.000
$'lık bir anlaşma imzaladı. Ancak 'Like a Prayer' skandalından önce
çekilen reklam filminin yayını tartışmalardan sonra durduruldu. Like a
Prayer’dan sonra albümden çıkan ikinci 45’lik Express Yourself için
çekilen video, 800.000 $’lık bütçesiyle o dönemde çekilen en pahalı
müzik videosu olma özelliğini taşıyordu.
1990 yılında, daha önce
rol aldığı filmlerde oyunculuğu iyi bulunmasa da Warren Beatty ile
başrollerini paylaştığı Dick Tracy ile yeniden kamera önüne geçti.
İkilinin filmdeki aşkları gerçeğe dönüştü ve Sean Penn'den sonra
Madonna’yı magazin basınının baş sayfalarına taşıyan ikinci büyük aşkı
başlamış oldu. Beatty ‘den sonra "Cherish" ve "Justify My Love"’ın
kliplerinde de oynayan genç model ve porno yıldızı Tony Ward ile
çıkmaya başladı.
Yeni albümü ve Dick Tracy’de söylediği
şarkılara da yer verdiği “I'm Breathless”albümü aynı dönemde piyasaya
sürüldü. Madonna'nın diğer albümlerinden farklı olarak 30'lu ve 40'lı
yılların jazz soundunu taşıyan I'm Breathless’ten çıkan ilk single
'Vogue' atlantiğin her iki yakasında da bir numara oldu. Vogue,
Madonna’nın idollerinden bahsettiği sözlere sahipti: Greta Garbo,
Marilyn Monroe, Marlene Dietrich, Bette Davis ve Grace Kelly. Filmin
öne çıkan şarkısı Sooner or Later' ise aynı yıl Oscar adayı oldu ve
bestecisi Stephen Sondheim'e Orjinal Şarkı kategorisinde Oscar
kazandırmayı başardı.
1991 yılında "Truth and Dare" adlı bir
belgeselde oynadıktan sonra tüm dünyada büyük yankı uyandıran ve Naomi
Campbell’le birlikte birçok ünlünün de fotoğraflarıyla yer aldığı "Sex"
adlı kitabı yayınladı. Fransız Katolikler Steven Meisel’in çektiği
fotoğrafların gençliği pornografiye teşvik ettiği gerekçesiyle
Madonna’ya ve yayıncısına dava açtılar. 'Sex'in toplatılması için
açılan dava düşerken, kitabın satış rakamları hızla artmaya devam
ediyordu. 'Sex' , New York Times ve Washington Post listelerinde best
seller olmuştu .
Aynı yıl A League of Their Own filmi için
yaptığı "This Used to Be My Playground" Amerika listelerinde bir numara
olan onuncu hiti oldu.
1992’de Shep Pettibone ile birlikte
yaptığı "Erotica" albümü, albümle aynı adı taşıyan şarkısı yüzünden
porno albümü şeklinde nitelendirildi. Çok tartışılan Erotica, cüretkar
videosu yüzünden MTV’de sadece 3 kere yayınlanabildi. Bu kısıtlamalara
rağmen single, US Hot 100 Airplay chart listesinde tüm zamanların en
uzun süre 2 numarada kalan şarkısı olarak büyük başarı kazandı.
Aynı
yıl Sex kitabında da yer alan ve 8 ay aşk yaşadığı Vanilla Ice’la
birlikteydi. Sonrasında bodyguard’ı James Albright’la olan birlikteliği
uzun süre konuşuldu.
William Dafoe ile birlikte rol aldığı
erotik gerilim tarzındaki Body of Evidence' filmi 1993’te gösterime
girdi ancak müzik kariyerindeki başarıyla ters orantılı biçimde düşüş
gösteren aktrisliğiyle Madonna’nın yeni filmi de fiyasko oldu. Film
ayrıca "Basic Insticts"in(Temel İçgüdü) ucuz bir taklidi olarak
değerlendirildi.
Aynı yıl yeni turnesi The Girlie Show Tour ‘a
çıkan Madonna, yeni tartışmalarla karşı karşıya kaldı. Konserlerinde
Luca Tommassini ve Carrie Ann Inaba gibi üstsüz dansçılarla performans
gösteren, kırbaç gibi materyaller kullanan şarkıcı büyük tepki aldı.
Ortodoks Yahudiler ilk defa İsrail’deki bir show yüzünden
ayaklanıyorlar, Porto Riko’da verdiği konserde ülkenin bayrağını
bacaklarının arasına alarak yaptığı gösteri büyük gürültü koparıyordu.
Sanatçı ayrıca turuyla aynı ismi taşıyan The Girlie Show kitabını
yayınladı.
Bu skandallar, tartışmalar ve çılgınlıklarla dolu
periodun ardından 1994’te altıncı stüdyo albümü Bedtime Stories geldi.
Nellee Hooper ve R&B aranjeleri yapan Dallas Austin tarafından
prodüksiyonu gerçekleştirilen albüm, Madonna’nın R&B sounduna
dönüşünü müjdeliyordu. Albüm Avrupa ve Avustralya’da büyük ilgi görmesi
dışında en iyi pop albümü dalında Grammy adaylığı da kazandı. Babyface
tarafından aranjesi yapılan ve Björk’ün sözlerinin bir kısmını yazdığı
single “Take A Bow”, Billboard Hot 100’de art arda 7 hafta boyunca bir
numarada kaldı. Take A Bow’un videosundaki ekipte olan Michael
Haussman, daha sonraları Evita filmindeki rolü alması için Madonna’ya
yardım edecekti.
1994’te 4 ay gibi kısa bir süreyle ünlü basketbolcu Dennis Rodman’la ilişkisi oldu.
Aynı
yılın eylül ayında Central Park’ta yürüyüş yaparken tanıştığı Kübalı
fitness hocası Carlos Leon’a aşık oldu ve çiftin 14 Ekim 1996’da
kızları Lourdes Maria Ciccone Leon dünyaya geldi.
7 Kasım 1995’te Madonna balladlarından oluşan yeni albümü Something To
Remember’ı çıkardı. Albümde 3 yeni şarkı da bulunuyordu. Marvin Gaye
klasiği "I Want You", albüm için Massive Attack’la yeniden düzenlendi
ve "You'll See" single’ı uzun süre listelerde kalmayı başardı.
Mesleği: Ses Sanatçısı, Pop Şarkıcısı, Sinema Oyuncusu
Doğum Yeri: Bay City, Michigan, Amerika
Doğum Tarihi: 16.Ağustos.1958
İtalyan asıllı Amerikalı şarkıcı, söz yazarı, aktris, dansçı, prodüktör ve stil
ikonu. Gerçek adı Madonna Louise Ciccone’dir. Dünya çapında 120
milyondan fazla satan albümleriyle Guiness Rekorlar Kitabı’na tüm
zamanların en başarılı ve albümleri en fazla satan kadın müzisyeni
olarak geçmiştir. Skandalları, aşkları ve başarılarıyla dünya gündemini
80’lerden bu yana meşgul etmektedir. Popun kraliçesi olarak tanımlanan
sanatçı ilginç bir tesadüf sonucu Elvis Presley’in yaşamını kaybettiği
gün dünyaya gelmiştir. Birden çok kuşağın aynı anda sevdiği pek az
sanatçıdan biridir. IQ’sunun 140 olduğu açıklanmıştır.
16 Ağustos 1958’de Bay City, Michigan’da dünyaya geldi. Kökenleri
İtalya’nın Pacentro kenti olan İtalyan asıllı Amerikalı babası Silvio
"Tony" Ciccone ve Fransız asıllı Kanadalı annesi Madonna Louise
Fortin’in 6 çocuğundan üçüncüsüydü. Katolik olan ailesiyle birlikte
Pontiac ve Avon Township’in Detroit banliyölerinde yaşıyordu. 1 Aralık
1963’te annesini göğüs kanserinden kaybetti. Madonna hayatının en
trajik olayını henüz beş yaşındayken yaşadığı için oldukça zor bir
süreç onu bekliyordu. Babası bir süre sonra kahyalık yapan Joan
Gustafson’la evlendi. Çiftin 2 çocuğunun dünyaya gelmesiyle Ciccone
ailesi daha da büyüdü.
Çocukluğunda baleye büyük ilgi duyan
Madonna, babasından kurslara gitmek için izin aldığında, aslında
dolaylı olarak show dünyasına ilk adımını atmış oldu. Bale öğretmeni
Christopher Flynn’in, gay diskolarına gittiğini açıklaması yüzünden
oldukça üzülen Madonna, Rochester Adams High School’a kaydoldu. A’dan
aşağı notu olmayan ve okulun en başarılı öğrencilerinden biri olan
Madonna, aynı zamanda amigo ekibindeydi. Dans bursu almaya hak
kazandığı University of Michigan’da Damian Zikakis’le tanıştı ve aşık
oldu.
Okulunu 1978’te bırakmaya karar vermesindeki tek nedeni
New York’a gidip dans kariyeri yapmaktı. New York deneyimi için daha
sonraları kendisiyle yapılan röportajda şunları söyleyecekti: “New
York’a geldiğimde uçağa ilk kez biniyordum, taksilere de. Her şeyin
ilkini bu şehirde yaşadım. Cebimde sadece 35 dolar vardı ve New York’a
gelmek hayatımda yaptığım en cesurca şeydi.”
Amerika’nın en
büyük şehirlerinden birinde yalnız ve parasız olan Madonna, uzun bir
süre düşük ücretli işlerde çalışarak ayakta kalmaya çalıştı. O dönemde
yaptığı işlerden biri de çıplak pozlar verdiği modellikti. Ülkenin en
iyi dansçı ve koreograflarından Martha Graham ve Pearl Lang’le çalışma
fırsatı bulduktan sonra aralarında Alvin Ailey, Walter Nicks’in
ekipleri de olan dans şirketlerinde performans gösterdi.
1979’da Fransız dansçı Patrick Hernandez’in ekibinde dünya turnesine çıkan
Madonna müzisyen Dan Gilroy’la tanıştı. Gilroy, Madonna’nın daha
sonraları ilk şarkıcılık tecrübesini yapacağı rock grubu Breakfast
Club’le yolunun kesişmesine neden oldu. Grubun vokali olan Madonna aynı
zamanda bateri de çalıyordu.
1980’de erkek arkadaşı Stephen Bray’in de yer aldığı
ikinci grubu Emmy’de söylemeye başladı.Bray’le dans şarkıları yazıp bestelediler
ve ikili performanslarıyla New York diskolarında boy gösterdi.
Müzik dünyasındaki bu ilk önemli deneyimler
DJ ve prodüktör Mark Kamins’in de ilgisini çekti. Madonna’nin bir
demosunu dinleyen Kamins, duyduğu sesten çok etkilenince, demoyu
Seymour Stein’in kuruculuğunu yaptı Sire Records’a ulaştırdı.
Madonna, 1982 yılında, yaptığı her single için 5 bin dolar almak üzere, resmi
olarak Sire Records’la anlaştı. Yayınlanan ilk single’ı “Everybody”
Billboard Hot Dance/Club Chart’ta üst sıralara yerleşirken, Billboard
Hot 100 için beklenen sonucu getirmedi. Amerika’nın en çok dinlenen
R&B radyolarında plağı dönmeye başlayan Madonna o dönem zenci
zannediliyordu. Sesinin R&B’ye yakın olması ve ekranlarda hiç
görünmediği için dinleyicide oluşan bu ilk olumlu izlenimin etkileri de
uzun sürdü.
1983’te yayınlanan "Burning Up" ve "Physical
Attraction”dan oluşan ikinci single çalışması, şarkıcının dans
listelerinde büyük başarı kazanmasını sağladı ve Sire Records’ı bir
albüm yapmak için harekete geçirdi.
İlk albüm kendi adını
taşıyordu: Madonna. Başlangıçta prodüksiyonu için Reggie Lucas’la
anlaşılan, fakat Madonna’nın Lucas’la yaşadığı sorunlar yüzünden
aranjörlüğünü erkek arkadaşı John "Jellybean" Benitez’e yaptırdığı
albüm, Amerika’da büyük ses getirecekti. En iyi albümler listesinde 8
numaraya kadar çıkan, "Holiday," "Borderline," ve "Lucky Star"
single’ları yılın en sevilen çalışmaları arasında yer alan albüm, tüm
dünyada 3 milyondan fazla sattı.
80’lerin bu ilk yarısında gelen
büyük başarı, Madonna’nın bir stil ikonu olarak da genç kızların büyük
ilgisini çekmesine neden oldu. Kendi tarzındaki giysileri ve
aksesuarları o dönem oldukça popülerdi. Boncuklu kolyeler, siyah kol
bantları, haç figürlü mücevherler New York’ta açılan “Madonna Clothing
Store”’da yok satıyordu.
1984’te “Madonna” albümünü takip eden
ikinci albüm çalışması “Like A Virgin”, uluslararası bir başarının
kapılarını açtı. Albümle aynı adı taşıyan ilk single “Like A Virgin”,
Billboard Hot 100 Singles listesinde 6 hafta süreyle bir numarada
kaldı. O tarihte, ülkenin başarılı şarkıcılarının Afrika’daki açlara
yardım amacıyla bir araya gelerek seslendirdikleri “We Are The World” ,
Billboard listelerinin bir numarasıydı ve ikinci sırada Madonna’nın bir
diğer 45’liği "Material Girl" yer alıyordu. USA For Africa's’ta We Are
The World’ü de söyleyen Madonna için bu çifte başarı anlamına
geliyordu. Albümün çıkış tarihinin hemen ardından gelen 20 milyonluk
satışı, sonraları tüm dünyada 17 milyon kopyanın daha satmasıyla 37
milyon olacaktı.
Marilyn Monroe'nun “Diamonds are Girls Best
Friend”'deki performansına adanan Material Girl’ün listelerdeki büyük
başarısından sonra Beastie Boys’la dünya turnesine çıkan şarkıcının,
albümden çıkan üçüncü 45’liği “Crazy For You” bir numaraya yerleşen
ikinci single’ı oldu.
1985’te “A Certain Sacrifice” ve “Vision
Quest” filmlerinde aldığı rollerle beyazperdede de görünmeye başlayan
Madonna, aynı yıl başrollerini Rosanna Arquette ve Aidan Queen’le
paylaşacağı ilk önemli filmi Desperately Seeking Susan’da rol aldı.
70’lerin
sonunda verdiği siyah beyaz çıplak pozlarının Penthouse ve Playboy
dergilerince yayınlanmasından sonra, hakkındaki sonu gelmeyen
tartışmalar başladı.
Aynı yıl ilk görüşte aşık olduğu aktör Sean Penn’le yaşgünü olan 16 Ağustos’ta evlendi.
Arkalarında
bir medya ordusuyla gezen Penn çifti Amerika’nın gözdesiydi. İkilinin
1986’da birlikte rol aldıkları “Shangai Suprise" filmi, box-office’te
beklenen başarıyı getirmedi.
1986 yılı Madonna’nın müzikal
kariyerini çok daha iyi bir noktaya taşıyacak prodüktör Patrick Leonard
‘la tanıştığı yıldı. Birlikte hazırladıkları üçüncü debut albümü “True
Blue”, diğer albümlerine göre daha olgun bir içeriğe ve müzikaliteye
sahipti ve dünya çapında 21 milyondan fazla sattı. Daha sonraları
yayınlayacağı “The Immaculate Collection”'dan sonra en fazla satan
Madonna albümü “True Blue” olacaktı. Albümden sırasıyla Live To Tell,
Papa Don't Preach, Open Your Heart, True Blue ve La isla Bonita gibi
hitler çıktı ve ilk 3 45’lik Amerika listelerinde bir numara oldu.
1987’de
vizyondaki bir diğer başarısızlığı getiren “Who's That Girl” filminde
rol aldı. Filmin soundtrackinde aynı isimle yer alan single, listelerde
bir numaraya yerleşti ve albümde yer alan diğer 4 Madonna şarkısı da
hatrı sayılır bir ilgiyle karşılandı. Bu yüzden dünya çapında
gerçekleştirdiği ilk turnesi “Who's that girl Tour” adıyla Japonya'da
başladı. Milyonlarca kişiye seslenen Madonna turneden kazandıklarının
bir bölümünü Aids’le mücadele eden AMFAR’a bağışladı. Whos That Girl
Tour’dan sonra Japonya’da Madonna pulları postaya verildi.
1988’de,
Broadway'de sahnelenen 'Speed The Plow' adlı tiyatro oyununda oynayan
Madonna’nın oyunculuğu eleştirmenlerce vasat bulundu.
Yılın
sonlarına doğru, Sean Pean ile Madonna'nın evliliklerinin çatırdamak
üzere olduğu haberleri yayınlanmaya başladı. İlişkilerinde sorun
yaşayan Penn çifti, bir evlilik danışmanından yardım almalarına rağmen
evliliklerini 1989’da noktaladılar. Bu dönemde Madonna ile John Kennedy
Jr. arasında duygusal bir ilişki yaşandığı da kulaktan kulağa yayılmaya
başlamıştı.
Aynı yıl Madonna diskografisinde oldukça önemli
olacak yeni albümü “Like A Prayer”ı yayınladı. Albümle aynı adı taşıyan
ilk single’ın videosu ekranlara gelmeye başladığında, etkisi tüm düm
dünyada ama özellikle koyu Katolikler arasında büyük olacak yeni bir
tartışma başlamış oldu. Like A Prayer’ın videosunda, Madonna yanan
haçların önünde dansediyor ve zenci bir İsa ile öpüşüyordu. Katolik
Kilisesi’nin ayaklanması sonucu Madonna aforoz edildi ve Papa II.
Jean-Paul onu kınayan bir mektup yazdı. Şarkının yarattığı skandal bir
yana, albüm dinleyiciler tarafından çok sevildi ve eleştirmenlerden de
tam puan aldı.
Madonna'nın popülaritesi Pepsi'yi de
heyecanlandırdı ve firma yeni reklam filmi için şarkıcıyla 5.000.000
$'lık bir anlaşma imzaladı. Ancak 'Like a Prayer' skandalından önce
çekilen reklam filminin yayını tartışmalardan sonra durduruldu. Like a
Prayer’dan sonra albümden çıkan ikinci 45’lik Express Yourself için
çekilen video, 800.000 $’lık bütçesiyle o dönemde çekilen en pahalı
müzik videosu olma özelliğini taşıyordu.
1990 yılında, daha önce
rol aldığı filmlerde oyunculuğu iyi bulunmasa da Warren Beatty ile
başrollerini paylaştığı Dick Tracy ile yeniden kamera önüne geçti.
İkilinin filmdeki aşkları gerçeğe dönüştü ve Sean Penn'den sonra
Madonna’yı magazin basınının baş sayfalarına taşıyan ikinci büyük aşkı
başlamış oldu. Beatty ‘den sonra "Cherish" ve "Justify My Love"’ın
kliplerinde de oynayan genç model ve porno yıldızı Tony Ward ile
çıkmaya başladı.
Yeni albümü ve Dick Tracy’de söylediği
şarkılara da yer verdiği “I'm Breathless”albümü aynı dönemde piyasaya
sürüldü. Madonna'nın diğer albümlerinden farklı olarak 30'lu ve 40'lı
yılların jazz soundunu taşıyan I'm Breathless’ten çıkan ilk single
'Vogue' atlantiğin her iki yakasında da bir numara oldu. Vogue,
Madonna’nın idollerinden bahsettiği sözlere sahipti: Greta Garbo,
Marilyn Monroe, Marlene Dietrich, Bette Davis ve Grace Kelly. Filmin
öne çıkan şarkısı Sooner or Later' ise aynı yıl Oscar adayı oldu ve
bestecisi Stephen Sondheim'e Orjinal Şarkı kategorisinde Oscar
kazandırmayı başardı.
1991 yılında "Truth and Dare" adlı bir
belgeselde oynadıktan sonra tüm dünyada büyük yankı uyandıran ve Naomi
Campbell’le birlikte birçok ünlünün de fotoğraflarıyla yer aldığı "Sex"
adlı kitabı yayınladı. Fransız Katolikler Steven Meisel’in çektiği
fotoğrafların gençliği pornografiye teşvik ettiği gerekçesiyle
Madonna’ya ve yayıncısına dava açtılar. 'Sex'in toplatılması için
açılan dava düşerken, kitabın satış rakamları hızla artmaya devam
ediyordu. 'Sex' , New York Times ve Washington Post listelerinde best
seller olmuştu .
Aynı yıl A League of Their Own filmi için
yaptığı "This Used to Be My Playground" Amerika listelerinde bir numara
olan onuncu hiti oldu.
1992’de Shep Pettibone ile birlikte
yaptığı "Erotica" albümü, albümle aynı adı taşıyan şarkısı yüzünden
porno albümü şeklinde nitelendirildi. Çok tartışılan Erotica, cüretkar
videosu yüzünden MTV’de sadece 3 kere yayınlanabildi. Bu kısıtlamalara
rağmen single, US Hot 100 Airplay chart listesinde tüm zamanların en
uzun süre 2 numarada kalan şarkısı olarak büyük başarı kazandı.
Aynı
yıl Sex kitabında da yer alan ve 8 ay aşk yaşadığı Vanilla Ice’la
birlikteydi. Sonrasında bodyguard’ı James Albright’la olan birlikteliği
uzun süre konuşuldu.
William Dafoe ile birlikte rol aldığı
erotik gerilim tarzındaki Body of Evidence' filmi 1993’te gösterime
girdi ancak müzik kariyerindeki başarıyla ters orantılı biçimde düşüş
gösteren aktrisliğiyle Madonna’nın yeni filmi de fiyasko oldu. Film
ayrıca "Basic Insticts"in(Temel İçgüdü) ucuz bir taklidi olarak
değerlendirildi.
Aynı yıl yeni turnesi The Girlie Show Tour ‘a
çıkan Madonna, yeni tartışmalarla karşı karşıya kaldı. Konserlerinde
Luca Tommassini ve Carrie Ann Inaba gibi üstsüz dansçılarla performans
gösteren, kırbaç gibi materyaller kullanan şarkıcı büyük tepki aldı.
Ortodoks Yahudiler ilk defa İsrail’deki bir show yüzünden
ayaklanıyorlar, Porto Riko’da verdiği konserde ülkenin bayrağını
bacaklarının arasına alarak yaptığı gösteri büyük gürültü koparıyordu.
Sanatçı ayrıca turuyla aynı ismi taşıyan The Girlie Show kitabını
yayınladı.
Bu skandallar, tartışmalar ve çılgınlıklarla dolu
periodun ardından 1994’te altıncı stüdyo albümü Bedtime Stories geldi.
Nellee Hooper ve R&B aranjeleri yapan Dallas Austin tarafından
prodüksiyonu gerçekleştirilen albüm, Madonna’nın R&B sounduna
dönüşünü müjdeliyordu. Albüm Avrupa ve Avustralya’da büyük ilgi görmesi
dışında en iyi pop albümü dalında Grammy adaylığı da kazandı. Babyface
tarafından aranjesi yapılan ve Björk’ün sözlerinin bir kısmını yazdığı
single “Take A Bow”, Billboard Hot 100’de art arda 7 hafta boyunca bir
numarada kaldı. Take A Bow’un videosundaki ekipte olan Michael
Haussman, daha sonraları Evita filmindeki rolü alması için Madonna’ya
yardım edecekti.
1994’te 4 ay gibi kısa bir süreyle ünlü basketbolcu Dennis Rodman’la ilişkisi oldu.
Aynı
yılın eylül ayında Central Park’ta yürüyüş yaparken tanıştığı Kübalı
fitness hocası Carlos Leon’a aşık oldu ve çiftin 14 Ekim 1996’da
kızları Lourdes Maria Ciccone Leon dünyaya geldi.
7 Kasım 1995’te Madonna balladlarından oluşan yeni albümü Something To
Remember’ı çıkardı. Albümde 3 yeni şarkı da bulunuyordu. Marvin Gaye
klasiği "I Want You", albüm için Massive Attack’la yeniden düzenlendi
ve "You'll See" single’ı uzun süre listelerde kalmayı başardı.
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz